Ben kendimi bildim bileli akşam haberlerinde ya da 32. Gün'de garip kol saatleri ve uyumlu kravatlarıyla o hep oradaydı. Yıllar geçtikçe saçları beyazladı ama bana hep hala kırklı yaşlarda gibi gelirdi. Ben haber izlemekten nefret ederdim küçükken ama o bunu değiştirmişti, sonra gazeteci veya muhabir olma hayali de kurmaya başlamıştım çünkü o mesleğini bir iş değil bir görev olarak görüyordu. Onu belki de hiç tanımıyordum, fakat gerçekten sevdiğim insanlardandı..
Her fikrine belki de katılmıyordum, bilemiyorum, ama o gerçekten mesleğini en iyi şekilde yapıyordu, ülkemizde habercilik adına çok şey yaptığına inanıyorum..Onu örnek alan çok insan olduğuna.. Farklıydı o hem de çok farklı.. Özgündü, sorgulayıcıydı, insanlara doğruları aktarmayı görev edinmişti.. Hastanede olduğunu duyunca o iyi olacak diye düşündüm, geri dönecek ve yine akşam haberlerinde evlerimize misafir olacak, yine insanlara doğruları anlatacak, olumlu olmayı öğretmeye devam edecek, haber sunarken karşısındaki kameraya değil izleyicinin kendisiyle konuşacak, her insan gibi arada bir hata yapsa da özür dileme büyüklüğünü gösterecek, bir haber sunarken lafı dolandırmayacak allayıp pullamayacak doğru ve net aktaracak..
Ama olmadı.. Gitti..
"...Ben sizi çok özleyeceğim.." demişti..
Biz de -en azından ben kendi adıma- onu çok özleyeceğiz..
Nur içinde yatsın..
~Sessizgemi~